Başlığımız bir çok okuyucumuza oldukça iddialı gelecektir. Bu nedenle ilk olarak belirtmek istediğim yazımızdaki amacın sizlere 4 adımda herşeyi adresletmekten ziyade, sektörde gördüğümüz ve bir çok oyuncunun yanlışa düştüğü noktalar üzerinde biraz düşündürmeye çalışmak olduğudur.

  • Hızlı Kararlar Alın: 

Şüphe yok ki bu çok iyi dengelenmesi gereken bir kavram. Bir bakış açısıyla karar verme süreçlerinin uzaması projelerin hayata geçme aşamalarını da ciddi anlamda etkilerken, diğer taraftan projelerin en önemli safhasının planlama/karar verme olduğunu ve yanlış kararların sonucunda tamamen hatalı, müşteri odaklı olmaktan uzak servisler yaratılabileceğini öngörmemiz gerek. Bu anlamda bizlerin sektör oyuncularına en büyük tavsiyesi hem teknik partnerlerini hem de içerik anlamında işbirliği yaptıkları firmaları seçerken çevik hareket edebilecek olanlara yönelmeleri. İnanın sadece bu adımı gerçekleştirebilmek bile servisinizin pazara hem iyi kalitede hem de bir çok rakibinizden önce çıkmasını sağlayabilecektir.

Dikkat edilmesi gereken önemli bir diğer nokta ise servisinizdeki hangi bileşenlerin sizi rakiplerinizden ayrıştırıp ön plana çıkaracağı. Örneğin arayüz tasarımınızın sizin en önemli farklılaştırıcınız olacağını düşünüyorsanız tasarım konusuna fazlaca zaman harcamanız ve bunu baştan planlamanız gerekecektir. Diğer bir bakış açısı ise arayüzlerde daha hazır şablonlar ve yaklaşımlar kullanarak ürünün kendisinin geliştirmesine fazlaca vakit harcamak ve zaman içinde stratejileriniz de olgunlaştıkça arayüzünüzü buna uygun hale getirmek olabilir ki iki düşüncenin kendine göre artı ve eksileri bulunmakta.

Genel olarak şunu söylemekte fayda olduğunu düşünüyorum. Hızlı karar çoğunlukla çok iyi bir karardan daha faydalı çıktılar verecektir. Hele ki konumuzun TV ve internet dünyasının çevikliğine adaptasyon olduğu düşünülürse aylarca ürün tanım dökümanları hazırlayıp ortaya ürün çıkarmaya çalışmak size teknolojiyi ve trendleri bir kaç yıl geriden takip etmek olarak geri dönecektir.

fast

  •  Ekosisteminizi iyi yönetin:

Sıfırdan bir OTT servisi yaratıyorken muhtemelen işin teknik, business ve içerik boyutunu da göze alırsanız 10’a yakın firmayla birlikte çalışıyorsunuz demektir. Bu da servisinizin başarısı için tüm ekosisteminizi ve anahtar oyuncularınızı iyi tanımakla başlamalıdır.

Servisinizin nasıl bileşenler ve özellikler içerdiğini, kısa/uzun vadeli hedeflerinin ve stratejilerinin neler olduğunu bu oyunculara çok doğru şekilde aktarabilmeli ve onların deneyimlerinden maksimum derecede faydalanmalısınız.

Tabiki tüm bunları yaparken takım ruhunu oluşturmayı da unutmamalıyız. Özellikle büyük ölçekli servisler yaratılırken operatörlerin çok deneyimli ve bir bankamızın reklamlarındaki sloganındaki gibi “halden anlayan” proje yönetim ekiplerine ihtiyacı var ki tüm paydaşlar aynı çatı altında bir takım edasıyla çalışabilsin.

online_video_advertising_business_market_overview_guide_ecosystem_id22189261

  • Riskleri Yönetebilmenin Yollarını Araştırın:

Pazara çıkış hızınız bazı riskleri alıp almamanızla da doğru orantılı olacaktır. Örneğin sıfır hata prensibine odaklanıp aylarca süren kalite güvence ve validasyon testleri yapıyorsanız OTT dünyasının gerçekleriyle henüz tanışamadınız demektir. Bu tabiki test yapmadan ürünümüzü müşterinin önüne çıkaracağımız anlamına gelmiyor ama hızlı kararlar alırken ki dengeyi bulabilmek burada da büyük önem kazanıyor. Unutulmaması gereken bir diğer nokta da tüm testlere rağmen yine de oluşması muhtemel hatalara ne kadar sürede reaksiyon göstereceğimizi planlamak ve bunu hayata geçirebilmek.

risks

  • Hızlı ve Çevik Güncellemeler Yapın:

Mutlaka müşterilerinizin sesini dinleyin. Mümkün ise organizasyonunuzun içinde “voice of the customer” adını verdiğimiz müşteri avukatlığı yapan ekipleriniz olsun. Müşterilerinizin tavsiyelerini, şikayetlerini ve ürününüzle ilgili verdikleri tüm geri bildirimleri alabileceğiniz kanallarınızın olması mükemmel ürüne giden yolculuğunuzda sizi bir adım öne çıkaracaktır. Bu geri bildirimlerden alınan aksiyonların çok hızlı güncellemelere ve iyileştirmelere dönebilmesi ise kritik ötesidir. Çünkü müşterinizi tatmin edecek olan yaptığı şikayet ya da tavsiyelerin sahadaki sorunları çözmede etkili olduğunu görmesidir. Bu nedenle legacy yaklaşımlarla  “aman dokunmayalım daha büyük sorun çıkmasın” bakış açısı ile 6 ayda ya da yılda 1 yapacağınız güncellemeler eninde sonunda size müşteri ve sürdürülebilir rekabet avantajı kaybettirecektir.

agile-updates-2-638

Sonuç olarak elbette sadece bu 4 adımı takip etmek başarılı bir servis yaratmada tek başına yeterli olmayacaktır. Bizim burada amacımız online dünyada ürün geliştirilirken geçmişin bakış açılarını bir kenara bırakıp farklı paradigmalarla ilerlenmesi gerektiğini ve başlangıç adımlarının ise neler olması gerektiğini sizlerle paylaşabilmektir.

Share.

About Author

Comments are closed.