Daha birkaç yıl öncesine kadar online video izleme alışkanlıkları denildiğinde akla gelen tek mecra evlerimizde kullandığımız masaüstü yada dizüstü bilgisayarlardı. Oysaki OTT servisleri geride kalan bu kısa zaman içinde büyük oranda evrim geçirmeyi başardılar ve bu süreçte servislerin kalitesi ciddi oranda iyileşirken, içeriklere ulaşılabilen mecraların sayısı da oldukça arttı.
Artık bir çoğumuz online video servislerini tablet, akıllı telefon ya da bir şekilde internete bağlanabilen (bu kimi zaman akıllı TV’lerin kendileri vasıtasıyla, kimi zaman da Pay TV operatörlerinin sunmuş olduğu internet connectivity özelliği olan STB’ler vasıtası ile gerçekleşiyor) TV setleri üzerinden gerçekleştirir olduk.
Ooyala firmasının 2013 2.çeyreğinde yapmış olduğu araştırma da bizim yukarıdaki söylemimizi oldukça doğrular nitelikte.
Grafikten de anlaşılacağı üzere kullanıcılar özellikle 60 dakikadan uzun olan içerikleri toplam zamanın %21.02’sinde akıllı telefonlardan izlerken bu oran masaüstü bilgisayar kullanıcılarında sadece %10.45 mertebesinde kalmış durumda. Özellikle akıllı telefonlardaki ekran büyüklüklerinin artması ve cihazların işlemci kabiliyetlerinin yükselmesi bu sonucun oluşmasında en önemli faktör diyebiliriz.Ayrıca bir diğer çarpıcı analiz de tablet cihazların izlenme oranı olarak masaüstü bilgisayarları neredeyse 3’e katlaması.
Connected TV’lerdeki yüksek izlenme oranları yine son dönemde bir çok Pay TV operatörünün ülkemizde de lansmanını yaptığı ve kısa sürede müşterilerin en popüler servisleri haline gelen “Dilediğin Zaman Dilediğin Yerde” uygulamaları sayesinde bu seviyelere gelmiş durumda.
Önümüzdeki bir kaç yıl içinde connected TV ve mobil mecraların masaüstü izlenimlerini tamamen yok edeceklerini söylemek çok da şaşırtıcı olmasa gerek.