Bundan önceki yıllarda OTT’den bahsedip, bu yeni platformun TV deneyimini zenginleştirdiğini, kişiselleştirdiğini ve daha bir çok fonksiyon kattığını anlatmaya çalıştık. Şimdilerde ise sektörde yeni bir tanım geliyor o da OTT 2.0.
Esasında 2.0’lı terimlere çok da uzak değiliz, özellikle web ile çokça kullanılan bu versiyon anlamındaki rakamın OTT’de de aynı etkiyi yapmasını bekliyoruz. Pazar’da OTT 2.0 için ibareler görmeye başladık. Kablo, uydu ve telco TV operatörleri şimdiden çeşitli uygulamalar ile çoklu internet bağlı cihazlara içerik yayınlamak için var güçleri ile çalışıyorlar ve önceki beklentilerine göre OTT 2.0’dan beklentileri daha fazla. Özelliklede iş modelinde değişiklik söz konusu, büyük yayıncılar artık OTT uygulamalarına VAS olarak değil çekirdek servisleri olarak görmeye başladılar. Bu eğilimden sonra açıkça gözüktü ki OTT sadece içeriği çoklu platformlara dağıtmak değil, aynı zamanda TV deneyimini de dönüştürüyor.
Dönüşümden kasıt olarak şunu söyleyebiliriz; halen devam eden büyük operatörlerin haneye ulaşma sevdasının yerine, OTT 2.0’da daha çok hane içerisindeki bireyler hedefleniyor. Bununla birlikte cihazlar arasında gelişecek değişimin tamamen sezgizel olması hedefleniyor, yani bu cihazıda alın kampanyaları yerine kullanıcıya önerilen servislerin devrime uğraması ile birlikte onların gayri insiyaki olarak yeni platformlara kayması olarak özetleyebiliriz. TV’nin dönüşümü, TV deneyiminin web ile televizyonun kesiştiği noktada yeni hizmetler sunması, özellikle de içerik keşfi ile birlikte kullanıcıların interaksiyona geçmesi. İşte bu OTT 2.0!
Şimdilerde Zeebox, Miso, GetGlue ve daha bir çok uygulama gibi sosyal/kişisel TV uygulamaları trend durumda ve her geçen gün pazara yeni uygulamalar geliyor. Kuşkusuz bu uygulamalar önemli fakat bu tip uygulamaların aşması gereken en büyük sıkıntı bana göre TV servislerinin üzerine hizmet etmeleri. Bu uygulamaların refakatçi değil daha aktif olmaları gerekiyor. Bugün pazardaki bir çok araştırma gösteriyor ki büyük bir yüzde ile tablet ve akıllı telefon sahipleri TV izlerken cihazlarını aktif olarak kullanıyorlar.
Bu da şunu ortaya çıkarıyor ki TV’yi tam olarak devrime uğratmanın en büyük araçlarından biri de yaratılan uygulamalarda kullanıcı hem interaksiyona geçebilmeli, içerik tüketebilmeli ve aynı zamanda içerik keşfini de tam anlamı ile yapabilmeli. Sonuç olarak TV deneyimini kişiselleştirme, sosyal içerik keşfi ve interaksiyon tablet ve akıllı telefonların refakatçi modundan çıkıp, servis operatörlerinin ek bir hizmet olarak değil, tam bir hizmet olarak sunacağı bir form alacak ve bu durumda OTT 2.0 tüm tablet/akıllı telefon kullanıcılarına erişmesi ile birlikte TV deneyimini kökten değiştirebilecek.