Bu platformda uydu yayınları ve yeni nesil karasal yayınlar hakkında bir çok yazı yazdık. Bu yazılardan da anlaşılacağı üzere Türkiye henüz bir yönde ilerleme kararını net olarak almış değil.
Yerel ve Bölgesel Televizyonlar Birliği sayfasında gördüğümüz bir haber bu tezimizi destekler nitelikte. YBTB aslında bir dernek ve amaçları yerel yayıncılık faaliyetlerinin daha iyi yapılmasını sağlayacak kişi veya yöntemleri bulmak. Bu kapsamda geçtiğimiz aylarda Türksat ile bir toplantı gerçekleştirilmiş. Toplantının kapsamı ise 100 adet yerel yayının Türksat uydusu üzerinden yayınlanması.
Aslında büyük bir haber niteliği taşımayan bu olayı bizce haber yapan 2 konu var.
İlki, Türksat uydusunun son dönemdeki atağı. Önceki yazılarda da belirttiğimiz gibi, TKGS sistemi artık Türksat’ın bir gereksinimi ve önümüzdeki yıllarda Türkiye’de ve belki de tüm dünyada (linkte hedef 2019’a kadar dünyanın %91’ini kapsamak olarak belirtilmiş) Türksat uyumlu olarak satılması planlanan tüm cihazlarda TKGS’nin olacağı. Yerel kanallar için bir buket hazırlanması ve bu buketi alamayan uydu alıcıların ücretsiz olarak değiştirilmesi, Türksat’ın yayılmasının agresif bir şekilde süreceğini gösteriyor.
İkinci önemli konu ise, devletin 2015’de DVB-T2’ye geçiş için yaptığı yüksek motivasyonlu açıklamaların üstteki haber ile çelişki oluşturması.Yerel kanalların asıl hedefinin yaşanılan bölge olduğunu düşünürsek, karasal yayının bölgesel yayın için daha uygun olması gerekir. Fakat, yerellerin de uyduda devam kararı alması (aslında şu anda da bu şekilde) DVB-T2’ye geçiş sürecini baltalayacak bir adım olacaktır.
Devletin 2 farklı kurumunun aynı hedef doğrultusunda ilerlemesi tabiki beklenir bir şey. Fakat, DVB-T2 geçişinin, sayısal devrim niteliğinde sunulması ve sonrasında uydu platformuna ciddi yatırım yapılması ve bunun devam edeceğinin anlaşılması DVB-T2’nin geleceği açısından kafalarda soru işareti oluşturmaya devam ediyor.